Son yıllarda elektrikli araç (EV) piyasasındaki hızlı gelişmeler ve yenilenebilir enerji sektöründeki yoğun rekabet, birçok yeni şirketi ve yatırımı beraberinde getirdi. Bu şirketlerden biri de İsveç merkezli lityum-iyon pil üreticisi Northvolt oldu. Avrupa’nın en büyük batarya üreticilerinden biri olması hedefiyle yola çıkan Northvolt, kısa süre içerisinde devasa yatırımlar alarak ve önde gelen otomotiv üreticileriyle ortaklıklar kurarak çok hızlı bir büyüme yakaladı. Ancak her yükseliş hikâyesinde olduğu gibi, Northvolt’un da son dönemde yaşadığı bazı zorluklar ve iddia edilen işten çıkarmalar kamuoyunun dikkatini çekmiş durumda.
Bu haber makalesinde, Northvolt firmasının kökenlerinden bugüne kadar uzanan yolculuğunu, şirketi hangi vizyon ve değerlerin ayakta tuttuğunu, sektörün genel görünümünü ve yakın geçmişte yaşanan işten çıkarma söylentilerini ele alacağız. Ayrıca işten çıkarılanların nasıl etkilendiklerini, bu gelişmelerin kamuoyu ve sektörde nasıl yankı bulduğunu, Northvolt’un sektördeki yerini ve geleceğe dair öngörüleri de detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Son olarak, “Northvolt Firmasına Ne oldu? İnsanlar neden dönüyor?” sorusunun yanıtını, şirketin yaşadığı dönüşüm süreci ve buna bağlı olarak personel politikalarındaki değişimleri tartışarak vermeye çalışacağız.
Northvolt, 2016 yılında Peter Carlsson ve Paolo Cerruti tarafından kurulan, merkezi İsveç’te bulunan bir pil geliştirme ve üretim şirketidir. Kurucu ortaklardan Peter Carlsson, Tesla Motors’ta tedarik zinciri yöneticisi olarak görev yapmış; buradaki deneyimlerini Avrupa’da dev bir batarya tesisi kurmak için kullanmaya karar vermiştir. Carlsson’un amacı, Tesla’nın Gigafactory konseptine benzer şekilde, Avrupa’nın devasa elektrikli araç pazarına ve yenilenebilir enerji depolama ihtiyaçlarına yanıt verebilecek bir “gigafactory” kurmaktı.
Northvolt’un doğduğu düşünce oldukça basitti: Avrupa’nın kendi lityum-iyon pil üretim kapasitesine ihtiyaç duyduğu, aksi takdirde Asya merkezli (özellikle Çin, Japonya ve Güney Kore menşeli) şirketlerin bağımlılığı altına gireceğiydi. Bu bağımlılığın hem ekonomik hem de stratejik açıdan büyük riskler içerdiğini düşünen kurucular, Avrupa’da yüksek hacimli ve sürdürülebilir şekilde üretim yapabilecek bir fabrika inşa etmek için çalışmalara başladı.
Şirket, ilk büyük üretim tesisi olan Northvolt Ett’i İsveç’in kuzeyinde, Skellefteå kentinde kurmayı planladı. Bölgenin seçilmesinde önemli etkenlerden bazıları, uygun maliyetli temiz enerji kaynaklarının (hidroelektrik gibi) bulunması, coğrafi konumun lojistik avantajları ve yerel yönetimlerin “yeşil enerji” alanında sunduğu teşvikler oldu. Böylelikle Northvolt’un çevre dostu üretim hedefine uygun bir altyapı oluşturulması amaçlandı.
İlk temellerin atıldığı 2019 yılından itibaren hızla büyüyen Northvolt, 2022 yılına gelindiğinde üretim bandından çıkan ilk lityum-iyon bataryayı test etme aşamasına geçti. Aynı dönemde, Volkswagen, BMW, Volvo, Scania, Siemens gibi dev şirketlerle stratejik ortaklıklar ve tedarik anlaşmaları yaptı. Milyonlarca dolar yatırımla desteklenen Northvolt, Avrupa’nın elektrikli araç devriminin simge şirketlerinden biri hâline geldi. Hatta Avrupa Komisyonu tarafından da yenilikçi ve sürdürülebilir üretim modeline örnek gösterilen girişimlerden biri sayıldı.
Ne var ki, 2023 yılının sonlarına doğru basına yansıyan haberler, Northvolt’un içerisinde bazı gerilimlerin ve organizasyonel değişikliklerin yaşandığını, hatta işten çıkarmaların gündemde olduğunu iddia ediyordu. Bu süreç, “Northvolt gerçekten güç mü kaybediyor?” veya “Şirketin büyük hayalleri suya mı düşecek?” sorularını da beraberinde getirdi.
Şirketin resmi açıklamalarında sıkça vurguladığı iki temel kavram var: “Sürdürülebilirlik” ve “Avrupa’nın rekabet gücünü artırmak.”
Sürdürülebilirlik: Northvolt, batarya üretiminde yenilenebilir enerji kullanımı ve döngüsel ekonomi modellerine geçişi ön plana koyan bir politika izliyor. Üretim tesisleri ve araştırma merkezlerinde kullanılan enerjinin büyük bir kısmının hidroelektrik ve rüzgâr kaynaklarından sağlanması planlanıyor. Ayrıca, geri dönüşüm teknolojilerine yaptığı yatırımlarla, kullanılan pillerin ham maddelerinin yeniden kullanılması hedefleniyor. Böylece, madencilik kaynaklı çevresel etkiyi minimize etmek ve atık problemlerini en aza indirmek amaçlanıyor.
Avrupa’nın rekabet gücünü artırmak: Avrupa Birliği, otomobil endüstrisi ve yenilenebilir enerji alanlarında Asya’daki dev üreticilerle rekabet etmek istiyor. Northvolt, yerli batarya üretimini güçlendirerek bölgenin dışa bağımlılığını azaltmayı ve Avrupa otomotiv sektörünün dünya çapındaki rekabetçi konumunu korumasına yardımcı olmayı hedefliyor. Bu misyonu destekleyen pek çok devlet teşviki ve proje fonu da Northvolt’un büyümesine ciddi katkılar sağladı.
Bunların yanı sıra Northvolt, “geleceği dönüştüren enerji çözümleri” geliştirdiğini her fırsatta vurguluyor. Bu söylem, şirketin yalnızca bir pil üreticisi olmakla yetinmeyip, aynı zamanda akıllı enerji depolama sistemleri ve yenilikçi batarya teknolojileri konusunda öncü bir AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) merkezi olma hedefini de ortaya koyuyor.
Northvolt, kurulduğu günden bu yana özel sektör ve kamu kaynaklı pek çok yatırım aldı. 2019’da Avrupa Yatırım Bankası’ndan sağlanan krediler ve otomotiv devlerinin sağladığı fonlarla ilk etapta 1 milyar Euro’ya yakın finansman topladı. Daha sonra gelen yatırımlar ve bağışlarla birlikte şirketin toplam değeri hızla yükseldi ve 2021’de 2,75 milyar dolarlık ek fonlama ile şirketin değerlemesi 11,75 milyar dolara kadar çıktı.
Bu büyük meblağ, Northvolt’un İsveç’teki üretim tesisi Northvolt Ett ve Polonya’da bulunan AR-GE merkezi gibi stratejik noktalara aktarılmakla kalmadı, aynı zamanda Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yeni tesisler kurulması için de kullanıldı. Özellikle Almanya gibi otomobil üretiminde lider ülkeler, yerli üretim bataryalara büyük önem veriyordu. Hâl böyle olunca da Northvolt’un Almanya’da üretim üssü oluşturması ve Volkswagen ile özel iş birliği yapması, şirketin küresel ölçekte bilinirliğini artırdı.
Elektrikli araç pazarının patlaması: Avrupa’da ülkelerin içten yanmalı motorlu araçları (ICE) kademeli olarak yasaklamaya yönelik politikaları, elektrikli araçlara talebi hızla yükseltti. Bu araçların bel kemiği olan bataryaların tedarik zinciri sorunu, dev otomobil üreticilerini alternatif arayışına itti.
Çevre ve iklim hedefleri: AB, 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefiyle hareket ediyor. Bu da enerji sektöründe köklü değişimlere yol açıyor. Bataryalar, sadece otomotiv değil, şebeke enerjisi depolama için de kritik önem taşıyor.
Ekonomik teşvikler: Avrupa Birliği ve üye ülkeler, AR-GE ve temiz enerji alanında faaliyet gösteren şirketlere ciddi teşvikler sunuyor. Northvolt’un bu alandaki vizyonu, yatırımların kapısını aralayan en önemli etkenlerden biri oldu.
Özetle, Northvolt kısa sürede topladığı milyarlarca dolarlık fonla büyük tesisler kurmayı ve Avrupa’nın en büyük batarya üreticisi olmayı hedefledi. Fakat her hızlı büyüyen şirkette görülebileceği gibi, çeşitli zorluklar ve kurumsal yönetim sıkıntıları, büyümenin önüne engel olarak dikilebiliyor.
Northvolt’un iddialı projelerinin merkezinde “yenilikçi batarya teknolojileri” geliştirme hedefi yatıyor. Lityum-iyon bataryalar, son 30 yılda inanılmaz bir performans artışı gösterdi; fakat hâlâ enerji yoğunluğu, şarj süresi, maliyet ve güvenlik gibi konularda geliştirmeye açık. Şirket, solid-state (katı hal) bataryalar, daha yüksek nikel içerikli katot malzemeleri ve kobalt kullanımını minimize eden pil hücreleri üzerinde çalışıyor.
Ayrıca Northvolt, geri dönüşüm teknolojilerine büyük yatırım yaparak, “kapalı döngü” (closed loop) üretim modelini hayata geçirmeye çalışıyor. Geri dönüşüm sürecinde, eski pillerden elde edilen değerli metaller (lityum, nikel, kobalt vb.) tekrar kullanılabilir hâle getiriliyor. Bu yaklaşım, uzun vadede hammadde tedarik riskini ve maliyetleri düşürmeyi, aynı zamanda çevresel etkiyi minimize etmeyi amaçlıyor.
AR-GE çalışmalarına ciddi fon ayıran Northvolt, bu alanda dünyanın önde gelen araştırmacılarıyla ve üniversiteleriyle iş birliği yapıyor. Kurdukları araştırma laboratuvarları, özel test tesisleri ve pilot üretim hatlarıyla, yeni nesil pil hücresi kimyalarının hızla ticari ölçekte uygulanmasına çalışılıyor. Bu sayede, örneğin elektrikli araçlar için daha uzun menzil, daha hızlı şarj süreleri ve daha hafif batarya paketleri gibi iyileştirmeler sağlanması hedefleniyor.
Teknolojik yenilik, Northvolt için yalnızca bir “pazarlama” unsuru değil, aynı zamanda varoluş sebebi. Çünkü sektördeki rekabet çok büyük: Çin’den CATL, Güney Kore’den LG Energy Solution ve Japonya’dan Panasonic gibi şirketler, küresel ölçekte pazar payına sahip devler. Avrupa menşeli bir şirket olarak Northvolt’un onlarla rekabet edebilmesi için inovasyonu ön planda tutması kaçınılmaz.
2023 ve 2024’e girerken basına ve sektörel kulislere yansıyan bilgiler, Northvolt’un bazı finansal ve operasyonel sıkıntılar yaşadığına işaret etti. Özellikle tedarik zinciri maliyetlerindeki beklenmedik artışlar, hammadde fiyatlarının dalgalanması ve şirketin kuruluşundan bu yana hızla büyüyen personel sayısının yönetiminde yaşanan zorluklar, Northvolt’u daha katı finansal önlemler almaya itmiş olabilir.
Resmi Olmayan Bilgilere Göre:
Bazı projelerin ertelendiği veya küçültüldüğü,
Bazı departmanların yeniden yapılandırmaya gittiği,
Tedarik anlaşmalarında gecikmeler yaşandığı,
Ve en önemlisi, bir grup çalışanın işine son verildiği söyleniyor.
Henüz şirket yönetiminden tam kapsamlı bir doğrulama gelmemiş olsa da, “İnsanlar neden dönüyor?” sorusu burada önem kazanıyor. İşten çıkarılan veya gönüllü olarak ayrılan bazı uzman personelin, başka şirketlerde aradığını bulamadıktan sonra tekrar Northvolt’a dönmek istediği veya dönme fırsatı aradığı öne sürülüyor. Buna ek olarak, “neden dönüyor?” sorusuna bir diğer yanıt da, Northvolt’un sektördeki varlığının hâlâ çok güçlü ve gelecek vaat ediyor oluşu olabilir. Bazı departmanlarda maaşların, hisse opsiyonlarının ve ek yan hakların oldukça cazip olduğu biliniyor.
Ayrıca, Northvolt’un büyüme planları tamamen rafa kalkmış değil. Şirketin Almanya, Polonya ve hatta Amerika Birleşik Devletleri gibi lokasyonlarda yeni tesisler açma planı olduğu veya mevcut tesislerini genişletmeye hazırlandığı konuşuluyor. Bu süreçte, geçici bir “daralma” veya “maliyet optimizasyonu” süreci yaşıyor olmaları mümkün. Dolayısıyla işten çıkarmalar, bazı bölümlerdeki verimsizliği ya da overlapping (üst üste binen) görevleri ortadan kaldırma girişiminin bir sonucu olarak değerlendirilebilir.
Bir şirketin işten çıkarmalara yönelmesi pek çok farklı nedene dayanabilir. Northvolt için özelinde konuştuğumuzda, öne çıkan sebepler şunlar olabilir:
1. Maliyet Yönetimi: Lityum, nikel, kobalt gibi kritik hammaddelerin fiyatları son yıllarda büyük dalgalanmalar yaşadı. Özellikle COVID-19 sonrası tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar ve jeopolitik gerilimler nedeniyle maliyetler öngörülemez hâle geldi. Bu durum, şirketin planladığı bütçenin çok üzerine çıkmasına neden olabilir.
2. Beklenen Siparişlerin Gecikmesi: Özellikle otomotiv sektöründe yaşanan çip krizi gibi etkenler, otomobil üreticilerinin kendi üretim planlarını ertelemesine yol açtı. Bu ertelemeler, batarya siparişlerini de geciktirebilir veya azaltabilir.
3. Stratejik Yeniden Yapılanma: Bazı şirketler, hızlı büyüme döneminden sonra, belirli bir olgunluk aşamasına geçerken organizasyon yapısını yeniden gözden geçirir. Bu aşamada, çakışan pozisyonlar birleştirilebilir veya bazı süreçler taşeron firmalara devredilebilir.
4. Dış Yatırım ve Hissedar Baskısı: Northvolt’a büyük yatırımlar yapan kurumsal ve bireysel yatırımcılar, kârlılığın artmasını talep edebilir. Zararda olan veya düşük verimli departmanlar kapatılabilir ya da küçültülebilir.
5. Teknolojik Dönüşüm: Pil hücresi tasarımında veya üretim hattında devreye giren yeni teknolojiler, manuel iş gücünü veya belirli uzmanlıkları gereksiz hâle getirebilir.
Tüm bu nedenler bir araya geldiğinde, Northvolt’un iş gücünde belli bir oranı azaltma yoluna gitmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak burada önemli olan, bu sürecin nasıl yönetildiği ve işten çıkarılanların durumu hakkında nasıl bir yol haritası çizildiğidir.
Bir şirketten toplu veya kademeli işten çıkarmalar söz konusu olduğunda, etkilenen çalışanların geleceği hakkında pek çok soru gündeme gelir. Northvolt’un henüz tam kapsamlı bir açıklama yapmamış olması belirsizliği artırsa da, iş hukuku ve sektörel uygulamalar çerçevesinde olası senaryoları değerlendirebiliriz:
1. Tazminat Paketleri: Avrupa ülkelerinin çoğunda, işten çıkarılan çalışanlar belirli yasal asgari tazminat haklarına sahiptir. Buna ek olarak, Northvolt gibi uluslararası şirketler, genellikle rekabetçi ayrılma paketleri sunarak, çalışanların geçiş sürecini kolaylaştırmayı amaçlar. Bu paketler, ek maaş, sağlık sigortası, danışmanlık hizmetleri ve hatta yeniden eğitim fırsatları içerebilir.
2. İş Bulma Desteği (Outplacement): Büyük şirketler, işten ayrılan personelin yeni iş bulmasına yardımcı olmak için outplacement hizmetleri sağlayabilir. Bu hizmetler CV hazırlama, iş görüşmesi eğitimi veya kariyer danışmanlığı gibi modülleri kapsayabilir.
3. Teknoloji ve Otomotiv Sektöründe Yüksek Talep: Elektrikli araç ve batarya sektörleri hızla büyümeye devam ediyor. Yani, işten ayrılan nitelikli mühendisler, teknisyenler ve yöneticiler başka şirketlerde iş bulmakta zorlanmayabilir. Özellikle Almanya, Fransa, İngiltere ve İskandinav ülkelerinde yeni açılan enerji depolama ve elektrikli araç projeleri mevcut.
4. Gönüllü Ayrılıklar: Bazı çalışanlar, Northvolt’un yeniden yapılanma sürecinin kendi kariyer hedeflerine veya mevcut pozisyonlarına uymadığını düşünerek gönüllü ayrılma yoluna gidebilir. Bu durum, şirketin daha düşük maliyetle yeniden yapılanmasına olanak tanıyabilir.
5. Toplu Sözleşmeler ve Sendikalar: İsveç gibi ülkelerde, sendikalar çok güçlüdür ve çalışan hakları oldukça korunur. Dolayısıyla, bir işten çıkarma süreci, çoğu zaman sendikalarla masaya oturmayı ve anlaşmaya varmayı gerektirir. Bu da çalışanların mağduriyetini belirli bir ölçüde engeller.
Northvolt’un misyonu ve kamuoyu nezdindeki itibarı göz önüne alındığında, işten çıkarılan çalışanlara makul bir destek ve tazminat sunması bekleniyor. Şirketin, “sürdürülebilirlik” vurgusuyla paralel şekilde, “insan kaynağını da sürdürülebilir” kılmaya çalışacağı ve kurumsal sosyal sorumluluk politikaları çerçevesinde hareket edeceği tahmin ediliyor.
Haber başlığında vurgulanan “İnsanlar neden dönüyor?” ifadesi, iki farklı açıdan yorumlanabilir:
1. İşten çıkarılan veya ayrılanların, fırsat bulduğunda Northvolt’a geri dönmek istemesi:
• Northvolt, yenilikçi ve hızlı büyüyen bir şirket olduğu için kariyer açısından cazip bir ortam sunuyor.
• Şirketin sunduğu maaş, hisse opsiyonları ve esnek çalışma koşulları, sektörde rekabetçi olabilir.
• Bazı çalışanlar, ayrıldıktan sonra dışarıda benzer ölçek veya vizyona sahip bir şirket bulmakta zorlanabilir.
2. Northvolt’un tekrar bazı çalışanları işe çağırması:
• Şirketin büyüme stratejisi dönemsel olarak dalgalanıyor olabilir. Bazı projelerin iptalinden hemen sonra yeni projeler devreye alınabilir.
• Uzmanlık gerektiren belli pozisyonlar için deneyimli personeli yeniden kadroya dahil etmek, bir “kaynak tasarrufu” yöntemi olarak görülebilir (yeniden işe alım masraflarını düşürmek, eğitim sürecini kısaltmak vb.).
Her iki senaryo da, Northvolt’un dalgalanan üretim ihtiyaçlarının ve hızlı büyüme dönemlerinden sonra yaşadığı “satürasyon” evresinin bir yansıması olabilir. Bu çerçevede “Neden dönüyorlar?” sorusuna en basit yanıt, “Şirketin uzun vadede hâlâ çok güçlü bir potansiyeli var ve özellikle belli uzmanlıklar için rekabetçi şartlar sunuyor,” şeklinde verilebilir.
Northvolt’un işten çıkarma iddiaları ve geri dönüşler hakkındaki haberler, kamuoyunda ve özellikle çevre aktivistleri ile sendikalar arasında tartışmalara yol açtı:
• Çevre Odaklı Gruplar: Yenilenebilir enerji ve elektrikli araç devriminin öncü firmalarından biri olarak görülen Northvolt’un, insan kaynağı konusunda yaşayabileceği sıkıntılar, çevreci gruplarda bir tedirginlik yaratıyor. Zira, şirketin “çevre dostu” ve “sosyal sorumluluk sahibi” olduğu algısının zarar görmesi, yenilenebilir enerji sektörünün genel imajına da yansıyabilir.
• Sendikalar: İsveç ve Almanya gibi ülkelerdeki güçlü sendikalar, Northvolt’un iş güvencesi, ücretler ve çalışma koşulları konusunda taahhütlerini yerine getirmesi için şirketle görüşmeler yapıyor. Bazı sendikalar, yeniden yapılanma sürecinin şeffaf bir şekilde yönetilmesini ve çalışanların mağdur edilmemesini talep ediyor.
• Yatırımcılar: Şirketin en büyük ortaklarından olan yatırımcılar ise Northvolt’un kârlılık ve nakit akışı yönetimi konusuna odaklanmış durumda. Bazı yatırımcılar, şirketin hızlı büyürken kârlılığı göz ardı etmemesi gerektiğini savunuyor. Diğer yandan, şirketin uzun vadeli potansiyeline inananlar, bu tür yeniden yapılanmaların kaçınılmaz olduğunu belirterek süreci destekliyor.
• Otomotiv Ortakları: Volkswagen, BMW, Volvo gibi büyük otomotiv şirketleri, Northvolt’un ana müşterileri veya stratejik ortakları arasında. Bu markalar, tedarik zincirinin aksamaması ve pil geliştirme projelerinin planlandığı gibi devam etmesi için Northvolt’u yakından izliyor. İşten çıkarma süreci veya tesislerin açılışındaki gecikmeler, otomotiv şirketlerinin kendi elektrikli araç lansmanlarını veya üretim planlarını da etkileyebilir.
Görüldüğü üzere Northvolt’ta yaşanan her gelişme, yalnızca şirketin kendi içerisinde değil, çok daha geniş bir ekosistemde yankı buluyor. Elektrikli araç devriminin Avrupa’daki öncülerinden biri olarak görüldüğü için, medyanın da kamuoyunun da şirketi mercek altına alması son derece doğal.
Northvolt, Avrupa odaklı bir batarya üreticisi olarak dikkat çekse de, küresel ölçekte çok güçlü rakiplere sahip. Bu rakipleri tanımak, Northvolt’un konumunu daha net anlamamıza yardımcı olabilir.
1. CATL (Contemporary Amperex Technology Co. Limited)
• Çin merkezli bir batarya devi olan CATL, dünyanın en büyük lityum-iyon pil üreticisidir.
• Tesla, BMW, Volkswagen gibi devlerle iş birliği yapan CATL, Avrupa’da da fabrikalar kurma planlarına sahip.
• Üretim kapasitesi ve teknoloji birikimi oldukça yüksek.
2. LG Energy Solution
• Güney Koreli LG Group bünyesinde yer alan LG Energy Solution, pil üretimi ve geliştirmede lider isimlerden biri.
• Hem otomotiv sektöründe hem de tüketici elektroniği pazarında güçlü bir paya sahip.
• Avrupa’da Polonya’da büyük bir üretim tesisi bulunuyor ve sektöre hakimiyeti yüksek.
3. Samsung SDI
• Samsung grubunun bir başka batarya ve yarı iletken kolu olan Samsung SDI, küresel ölçekte aktif.
• Otomotiv ve enerji depolama sistemleri başta olmak üzere farklı segmentlerde faaliyet gösteriyor.
4. Panasonic
• Japonya merkezli Panasonic, Tesla’nın ilk dönemlerindeki batarya ortağı olarak biliniyor.
• Deneyimi ve teknolojik altyapısı oldukça gelişmiş olmakla birlikte, son yıllarda Asya’da büyümeye yoğunlaşmış durumda.
5. ACC (Automotive Cells Company)
• Stellantis (eski adıyla PSA Grubu ve FCA) ve TotalEnergies’in ortak girişimi.
• Özellikle Avrupa pazarına yönelik pil üretimi yapmak için çalışmalarını hızlandırıyor.
Küresel rekabetin dışında, Avrupa özelinde de yeni girişimler ve inovasyon merkezleri boy gösteriyor. Örneğin, Norveç ve Fransa merkezli çeşitli projeler, kısa vadede Northvolt’un rekabetini artırabilir. Ayrıca hükümetler, kendi ulusal batarya şampiyonlarını yaratmaya çalışarak, çeşitli teşvikler sunuyor. Bu da Northvolt’un pazar payını zorluyor olabilir.
Bu tabloda Northvolt’u öne çıkaran faktörler, Avrupa’nın kalbinde olması, büyük şirketlerle stratejik anlaşmalara sahip oluşu ve sürdürülebilirlik iddiası. Ancak bu güçlü yönlerin, iş gücü planlamasındaki belirsizlikler yüzünden sekteye uğraması, şirketin pazardaki konumunu zora sokabilir.
Northvolt’un yakın gelecekte nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. İşten çıkarmalar veya yeniden yapılanma söylentileri, büyüme planlarını nasıl etkileyecek? Aşağıda birkaç olası senaryo sunuyoruz:
1. Yeniden Yapılanma ile Güçlenme
• Şirket, geçici bir küçülme veya departmanlar arası konsolidasyon yaparak maliyetlerini azaltabilir.
• Verimli bir yapılanma sonrası, yeni teknoloji alanlarına veya global pazarlara daha sağlam adımlarla girebilir.
• İşten çıkarılan çalışanların bir kısmı farklı rollerde yeniden istihdam edilebilir, mevcut çalışanların ise sorumluluk alanları genişletilebilir.
2. Ortaklıkların Genişletilmesi
• Otomotiv şirketleriyle yaptığı anlaşmaları büyüterek sabit gelir akışlarını artırabilir.
• Enerji depolama sektöründe (şebeke ölçekli depolama, ev enerji sistemleri vb.) daha fazla projeye odaklanarak riski dağıtabilir.
• AR-GE alanında devlet teşviklerini ve AB fonlarını maksimum düzeyde kullanarak inovasyon kapasitesini artırabilir.
3. Satın Alma veya Birleşme
• Büyük teknoloji şirketlerinin veya enerji devlerinin Northvolt’u satın alma veya stratejik ortaklıkla bünyesine katma ihtimali her zaman var.
• Bu, şirketin mevcut hissedarları için kârlı bir çıkış stratejisi olabilir. Ancak marka bağımsızlığının kaybedilmesi veya farklı bir kurumsal kültüre geçiş süreci yaşanabilir.
4. Global Genişleme
• Kuzey Amerika pazarına girerek ABD’de bir üretim tesisi kurabilir. Zaten Biden yönetiminin iklim odaklı politikaları ve teşvikleri, bu alana yatırım yapan şirketler için cazip fırsatlar sunuyor.
• Asya pazarına girmek daha zorlu olacaktır, ancak oradaki talep de devasa boyutlarda.
5. Teknoloji Odaklı Dönüşüm
• Lityum-iyon pillerin yanı sıra solid-state veya daha farklı batarya kimyalarına yoğunlaşarak “geleceğin teknolojisi” yarışında öncü konuma gelebilir.
• Geri dönüşüm kapasitesini artırarak hammadde tedarik riskini azaltabilir.
Özetle, Northvolt’un geleceği hem şirkete yapılan yatırımlara hem de yönetimin stratejik kararlarına bağlı. Eğer işten çıkarmalar veya yeniden yapılanma profesyonelce yönetilirse ve AR-GE temelli inovasyon çabaları sekteye uğramazsa, şirketin uzun vadede Avrupa pazarında güçlü kalması hâlâ çok muhtemel görünüyor.
Haber başlığının bir diğer önemli sorusu, işten çıkarılanlara ne olacağı konusudur. Yukarıda da değindiğimiz gibi, Avrupa’nın çoğu ülkesinde çalışanlar yasal olarak oldukça korunaklı. Bu da Northvolt gibi büyük ölçekli şirketlerin toplu işten çıkarma süreçlerini genellikle sendikalar veya iş konseyleriyle koordinasyon halinde yürütmesini zorunlu kılıyor.
• Tazminat ve Dönüşüm Programları: Şirketin, işten çıkarılan çalışanlar için tazminat paketleri sunması ve kariyer dönüşüm programları sağlaması beklenebilir. Özellikle “yeşil işler” konusunda uzmanlaşmış kişilerin, sektörde farklı iş fırsatlarına yönlendirildiği gözlemlenebilir.
• Rekabetçi Piyasada Fırsatlar: Avrupa genelinde elektrikli araç ve enerji depolama sektörü büyüyor. Bu, nitelikli mühendis, teknisyen ve proje yöneticisi için yeni kapılar açıyor. Dolayısıyla, işten ayrılanların çok büyük bir kısmının kısa süre içinde başka şirketlerde iş bulma ihtimali yüksek.
• Serbest Çalışma (Freelance) ve Danışmanlık: Tecrübeli mühendisler veya yöneticiler, bu sektörde danışmanlık hizmeti vererek kendi işini kurma yoluna da gidebilir. Pil teknolojilerinin evrildiği bir dönemde, bağımsız uzmanların rolü giderek önem kazanıyor.
• Northvolt Bünyesinde Farklı Roller: Şirket içi işten çıkarma süreçleri bazen yeniden konumlandırma şeklinde de yapılabilir. Yani, bir departmandan çıkarılan çalışanlar, ihtiyaç duyulan başka bir departmana geçiş yapabilir. Bu, özellikle üretim hattı veya AR-GE gibi alanlarda uzmanlığın kıymetli olduğu durumlarda tercih edilen bir yöntemdir.
Yasal düzenlemeler ve şirket politikaları gereği, Northvolt’un bu süreci mümkün olduğunca insani ve şeffaf şekilde yönetmesi gerektiği öngörülüyor. Şirketin sürdürülebilirlik iddiasının sadece çevreye yönelik değil, insan kaynağına yönelik de sorumluluklar içerdiği unutulmamalı.
Sadece Northvolt değil, Tesla, Rivian, Lucid gibi hızlı büyüyen elektrikli araç veya batarya odaklı şirketler de zaman zaman işten çıkarma süreçleriyle gündeme geliyor. Bu sektör, yüksek teknoloji ve AR-GE yatırımları gerektirdiği için finansal dalgalanmalara da oldukça açık. Küresel ekonomik durgunluk, tedarik zinciri problemleri ve politik riskler, bu genç ve dinamik şirketlerde personel dalgalanmalarını beraberinde getirebiliyor.
Öte yandan büyük ölçekli, köklü otomobil üreticileri de (örneğin Ford, GM, Volkswagen) elektrikli dönüşüm sırasında bazı geleneksel pozisyonları kapatırken yeni pozisyonlar açmak zorunda kalıyor. Bu da istihdam piyasasında büyük bir dönüşüm yaratıyor. Batarya teknolojileri, yazılım geliştirme, otonom sürüş sistemleri gibi alanlarda uzmanlar çok aranırken; bazı eski meslekler veya pozisyonlar gereksiz hâle gelebiliyor.
Northvolt’un bu genel panoramada yaşadığı süreç, aslında sektörün “yeni normal”i sayılabilecek bir dönüşümün parçası olarak değerlendirilebilir. Esas belirleyici olan, bu dönüşümün ne kadar başarılı ve insancıl bir biçimde yönetileceğidir.
Northvolt gibi şirketler, sadece özel yatırımcıların değil aynı zamanda kamu otoritelerinin de radarında yer alıyor. İsveç, Almanya, Polonya gibi ülkeler, böylesi dev batarya yatırımlarını kendi topraklarına çekmek için vergi indirimleri, altyapı desteği, eğitim programları ve diğer teşvikleri sunmaktan geri durmuyor.
• İsveç Hükümeti: Northvolt Ett projesiyle yüzlerce, hatta binlerce kişiye istihdam yaratılması, ülke ekonomisi için önemli bir kazanım olarak görülüyor. İşten çıkarmaların kamuoyuna yansıması, siyasi çevrelerde “yatırımların sürdürülebilirliği” konusunda endişeler doğurabilir.
• AB Fonları: Avrupa Birliği, kıtadaki batarya ekosistemini güçlendirmek adına “Important Projects of Common European Interest (IPCEI)” gibi programlar kapsamında Northvolt’a ve benzeri şirketlere mali destek sağlıyor. Bu desteklerin devamı, şirketin performansıyla yakından ilişkili.
• Çevre ve Enerji Politikaları: Kuzey ülkeleri ve AB, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma politikaları çerçevesinde Northvolt’un başarısını stratejik görüyor. Dolayısıyla işten çıkarmalar ve olası büyüme sorunları, bu politikalara “Avrupa kendi yeşil sanayisini geliştiremiyor mu?” şeklinde eleştiri olarak dönebilir.
Siyasi boyut, özellikle Avrupa’daki “yeşil dönüşüm” vizyonunun bir parçası olan Northvolt’u, sadece bir şirket olmaktan öte bir “sembol” hâline getiriyor. Bu da şirketin yaşadığı her sıkıntının daha geniş çaplı tartışmalar yaratmasına yol açıyor.
Northvolt’un kuruluşundan itibaren geçen hızlı büyüme sürecini, sürdürülebilirlik odaklı vizyonunu, aldığı büyük yatırımları ve son dönemdeki işten çıkarma iddialarını ele aldık. Şirketin yaşadığı dönüşümün arka planında, yüksek hammadde fiyatları, tedarik zinciri sorunları, rekabet baskısı ve iç organizasyonel zorluklar gibi faktörler yatıyor.
“Northvolt firmasına ne oldu?” sorusunun yanıtı özetle şöyle:
• Şirket, kısa sürede devasa yatırım çekerek çok hızlı büyüdü ve Avrupa’daki elektrikli araç devriminin simge şirketlerinden biri hâline geldi.
• Bu büyüme, beraberinde yönetimsel zorluklar, yüksek maliyetler ve bazı operasyonel sorunlar getirdi.
• Sektördeki dalgalanmalar ve olası stratejik hatalar, yeniden yapılanma ve sınırlı işten çıkarma adımlarına yol açmış görünüyor.
“İnsanlar neden dönüyor?” sorusuna ise birden fazla açıdan bakmak mümkün:
• Northvolt, hâlâ sektördeki en cazip şirketlerden biri olarak görülüyor. İnovasyon, maaş ve hisse opsiyonları, uluslararası bağlantılar gibi faktörler, ayrılanların geri dönmesine veya iş bulamadığında kapısını tekrar çalmasına neden oluyor.
• Şirket de, belirli uzmanlıklarda eski personelinin deneyiminden yeniden yararlanmak istiyor. Bu nedenle seçili kişilere geri dönüş fırsatı sunuyor.
• Avrupa’daki sağlam iş hukuku ve sendika yapıları sayesinde, işten çıkarılanlara genelde makul tazminat paketleri ve kariyer desteği sunulması bekleniyor.
• Batarya ve elektrikli araç sektörünün genel büyümesi göz önüne alındığında, nitelikli çalışanların kısa sürede başka şirketlerde iş bulma veya danışmanlık yapma şansı yüksek.
Gelecek senaryolarında ise Northvolt’un tamamen başarısız olacağı bir tablo pek olası görünmüyor. Yenilenebilir enerji ve elektrikli ulaşım, global ölçekte hız kesmeden büyüyen sektörler. Bu bağlamda, milyarlarca dolarlık yatırımla desteklenen ve güçlü ortaklıklara sahip olan Northvolt, bazı zorluklara rağmen uzun vadede önemli bir oyuncu olmaya devam edecek gibi duruyor.
Elbette ki işten çıkarmaların boyutu, maliyet optimizasyonu çerçevesinde hangi adımların atılacağı ve yeni projelerin başarısı gibi faktörler, nihai sonucu belirleyecek. Şirketin, “yeşil sanayi” kavramını Avrupa’da somutlaştıran en büyük girişimlerden biri olduğu gerçeği değişmiyor. Bu yüzden de kamuoyunun, yatırımcıların ve sektördeki diğer aktörlerin gözü bir süre daha Northvolt’un üzerinde olacak.